fatma
Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 04/11/09 Nerden : KAYSERİ
| Konu: MEVLANADAN SÖZLER Çarş. Ara. 02, 2009 4:03 pm | |
| Güneşin ışığı duvara vurur, duvar geçici bir parlaklık bulur. Ey dürüst kişi, Sen geçici olarak parlayan kerpice neden gönül bağlıyorsun? Aklın varsa onu değil de sürekli parlayan asl’ı, güneşi ara. Ey oğul, gönül havuzunun altında dolaş, beden havuzunun altından sakın. Beden denizi gönül denizine çarpar, aralarında bir engel var karışmazlar, Sen doğru olsan da, eğri olsan da daha ileri sürün, koş, geri sürünme.
--------------------------------
Dostlara bak, nerede dostların işareti? Dostların eziyeti can gibidir. Dost dostun eziyetiyle nasıl kenara çekilir? Eziyet öz, dostluk ta onun kabuğu gibidir. Bela, afet ve sıkıntı çekmede başı hoş olmak dostluk işareti değil midir? Dost altın gibidir, bela da ateş gibi. Halis altın ateşin ortasında hoştur.
--------------------------------
Kargalar Ocak ayında çadır kurup ortalığı istila edince bülbüller gizlenip susar, Çünkü gül bahçesi olmayınca bülbül suskundur.
----------------------------------
Kin tutma, kinle yollarını kaybedenlerin mezarını kindarların yanına koyarlar. Kinin aslı cehennemdir. Senin kinin o bütünün bir parçasıdır ve dinin düşmanıdır. Sen cehennemin parçasıysan o zaman dikkat et, parça bütünün tarafında yer alır.
------------------------------------
Ne mutlu o kimseye ki önündeki günleri ganimet bilip borcunu öder. Gücü varken, sıhhati, cesareti ve kuvveti varken; taze ve yeşil bir bağ gibi meyveler yetiştirir.
------------------------------------
Bir menfaate dayanan sevgi geçicidir, eğretidir, çürümeye yüz tutmuş ipe benzer, ona yapışırsan, kopar seni orta yerde bırakır. Amma garezsiz, gerçek sevgi Allah’ın ipi gibidir, o asla kopmaz! Ey oğul, esaret bağını çöz, hür ol. Ne zamana kadar altına, gümüşe bağlı kalacaksın? Denizi bir testiye döksen ne kadar alır? Ancak bir günlük kısmet. Hırslıların göz testisi dolmak bilmez ama onlar da şunu bilsin ki sedef kanaatkar olmadıkça inciyle dolmaz. Kanaatten hiç kimse ölmemiş, hırsla da kimse zengin olmamıştır.
-------------------------------------
Ey surete, şekle tapan kişi! Daha ne kadar bu yanlışı yapmaya devam edeceksin? Ademoğlu suretle insan olacak olsaydı; bilmez misin ki Ahmed’le Ebu Cehil aynı olurdu! Aklın varsa git, sureti bırak ta cevheri ara.
-----------------------------------------
Karanlık odun, ateşe girince karalığı gider ve bütünüyle ışık olur, İsli paslı demir ateşe girince, pis rengi gider, parlamaya başlar, Bir eşek tuzlaya düşse eşekliği yok olur bambaşka bir hal alır, İyi insanlarla düşüp kalkan insan da kötülüklerinden arınır, pak olur. İyi insanlarla düşüp kalkan külhanda bile olsa gül bahçesindedir.
-------------------------------------
Ali’nin kılıncı Zülfikar, miras olarak sana geçebilir, ama Ali’nin bileği var mı sende? Mesih’ten bir dua öğrenip de dua etmeye kalkabilirsin, ama sende Mesih’in ağzı var mı? En güzel teşkilat ve süslemeleriyle muhteşem bir gemi yapabilirsin ama sen Nuh gibi bir kaptan mısın?
----------------------------------------
Köpeklerin havlaması kervanı yoldan çevirmez, mehtaplı gecede dolunayın gidişini de zayıflatmaz. Ay ışığını saçar, köpek de havlamaya devam eder. Bilmez misin ki Nuh’un kavmi inkarda ısrar edip durdukça O, 950 sene bıkmadı, tebliğe devam etti. Yılanlar zehir saçmaya devam ederken arılar da bal yapmayı bırakmazlar.
------------------------------------------
Müridlerinden bazılarının hor ve hakir kimseler olduğunu eleştirenlere Mevlana’nın cevabı şu olmuştur: “Müridlerim iyi insanlar olsalardı, onlar benim değil, ben onların müridi olurdum. Onlar kötü insanlar olup düzeltilmeğe ihtiyaçları olduğu için, onların da iyi ve salihler arasına katılabilmeleri için ben onları müritliğe kabul ettim. Biz lanetlik insanları rahmetlik insanlar yapmak için dünyaya geldik.”
--------------------------------------------
Düşmanını sevmek ve düşmanının da seni sevmesini istiyorsan; kırk gün ondan iyilik ve hayırla bahset, sonuçta o düşman kendiliğinden sana dost olur. Çünkü gönülden dile yol olduğu gibi, dilden de gönüle yol vardır.
---------------------------------------------
Ben size gizli ve aleni Allah’tan korkmanızı, az yemenizi, az uyumanızı, az söylemenizi, günahlardan çekinmenizi, oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmenizi, daima şehvetten kaçınmanızı, halkın eziyet ve cefasına dayanmanızı, avam ve sefihlerle düşüp kakmaktan sakınmanızı, kerem sahibi olan salih kimselerle beraber olmanızı vasiyet ederim. İnsanların hayırlısı insanlara faydası olandır. Sözün hayırlısı da az ve öz olandır.
------------------------------------------------
Ey asiller, bu dünya ağaç gibidir, biz de üzerindeki yarı ham meyveler gibiyiz. Ham meyveler dalı sıkıca tutar, çünkü ham olduğundan köşke yaraşmayacağını bilir. Olgunlaşıp tatlanınca dalları gevşek tutmaya başlar, o dallarda ebedi kalmayacağını bilir, yolculuğa hazırlık yapar. Unutma ki bugün üzerine bastığın çimenler yarın senin toprağının üzerinde bitecektir!
---------------------------------------------
Üzerinde pek çok meyveler bulunan bir dalı meyveler aşağı doğru çeker. Meyvesiz bir dalın ucu ise servi ağacı gibi havada durur. Mağrur olma, büyüklenme, kendini fazla önemseme. Gurur zehirli bir şaraptır, onunla ancak aptallar sarhoş olur. Böbürlenerek canlar yakan, kalpler kıran kimseye ne Allah acır ne de kullar.Kendine gel de kargaya benzeyen benliğin ardına düşme. Çünkü o seni bağ bahçeye değil mezarlığa götürür.
------------------------------------------------
Dostlarınızı akıllı kişilerden seçiniz. Cahilin dostluğu düşmanlığından daha tehlikelidir. Kim ahmaksa düşmanımızdır, kim akıllıysa canımızdır. Ondan gelen esinti bize fesleğen gibidir. Dostlarınızı sıkça ziyaret ediniz. Çünkü üzerinde yürünmeyen yollar diken ve çalılarla kaplanır.
Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, Mevlanadan Seçme Sözler.. öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
· Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır.
. Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazaretin devası ne ilacın şifası deva getirmiş..
. Aşk altın değildir, saklanmaz. Aşıkın bütün sırları meydandadır..
. Yeşillerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir..
· Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.
. Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide: Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki..
· Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı hiç?
· İsa'nın eşeğinden şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.
· Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.
· Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.
· Leş, bize göre rezildir ama, domuza, köpeğe şekerdir,helvadır.
· Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?
· Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalışır.
· Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.
· Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, nasıl olur da güneş üflemekle söner?
· Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar
· Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir.
· O beden testisi ab-ı hayatla dopdolu, bu beden testisi ise ölüm zehiri ile. İçindekine bakarsan padişahsın, kabına bakarsan yolu yitirdin.
· Genişlik, sabırdan doğar.
· Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü.
· Kim daha güzelse kıskançlığı daha fazla olur. Kıskançlık ateşten meydana gelir.
· Dünya tuzaktır. Yemi de istek. İstek tuzaklarından kaçının.
· Irmak suyunu tümden içmenin imkanı yok ama susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkanı yok.
· Gürzü kendine vur. Benliğini, varlığımı kır gitsin. Çünkü bu ten gözü, kulağa tıkanmış pamuğa benzer.
· Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giymeye, kemer takmaya alışmış kişi. Sonunda sana da dikişsiz elbiseyi giydirecekler.
· Eşeğe, katır boncuğuyla inci birdir. Zaten o eşek, inciyle denizin varlığından da şüphe eder.
· Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.
· Oruç tutmak güçtür, çetindir ama Allah'ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından, bir derde uğratmasından daha iyidir.
· Ayın, geceye sabretmesi, onu apaydın eder. Gülün, dikene sabretmesi, güle güzel bir koku verir. Arslanın, sabredip pislik içinde beklemesi, onu deve yavrusu ile doyurur.
· Zahidin kıblesi, lütuf, kerem sahibi Allah'tır. Tamahkarın kıblesi ise altın torbası.
. Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur..
· Sarhoş, cinayeti yapar da sonra "özrüm vardı, kendimde değildim"der. Kendinde olmayış, kendiliğinden gelmedi sana, onu sen çağırdın.
· İnsan gözdür, görüştür, gerisi ettir. İnsanın gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır.
· Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz. Suyu başına döksen, başı kırılmaz. Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan, toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek.
· Yoldaki bir tepecik seni bunaltmış,oysa önünde yüzlerce dağ var
· Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır.
· Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak,başka yere koymak.
· Hiçbir kafire hor gözle bakmayın. Müslüman olarak ölmesi umulur çünkü.
· Şu deredeki su,kaç kere değişti,yıldızların akisleri hep yerinde.
· Yol kesenler olmadıkça ,lanetlenmiş şeytan bulunmadıkça,sabırlıl ar ,gerçek erler,yoksulları doyuranlar nasıl belirir,anlaşılır?
· Oyun ,görünüşte akla uymaz ama çocuk oyunla akıllanır.
· Anlayış,edep şehirlilerdedir. Ziyafet,garip konaklamak da köylülerde.
· Resimler ister haberleri olsun,ister olmasın,hepsi de ressamın elindedir,o elden çıkar.
· Alışsan güvercin sallanan kamıştan kaçar mı hiç?O kamıştan göklere uçan yere alışmamış olan güvercin ürker,kaçar.
· Mal, sadakalar vermekle hiç eksilmez. Hayırlarda bulunmak,malı yitmekten korur.
· Çalınmış kumaş,devamlı kalmaz insanda. Hırsızı da darağacına götürür.
· Ağlayışın,feryat edişin bir sesi,sureti vardır. Zararınsa sureti yoktur. Zararda insan elini dişler ama zararın eli yoktur.
· Her korkuda binlerce eminlik vardır,göz karasında onca aydınlık mevcut.
· Verdiğini geri alan kişi, köpek gibi kusmuğunu yemiş olur.
· Şarap kadehtedir ama kadehten meydana gelmemiştir ki. Ağzını,şarabı verene aç.
· Ekme günü gizlemek toprağa tohumu saçmak günüdür. Devşirme günüyse tohumun bittiği gündür,karşılığını bulma günüdür.
· Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.
· Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?
· Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes çeker onları. Ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese?
· Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler
· Çayırlıktan, çimenlikten esip gelen yel, külhandan gelen yelden ayırt edilir.
· Dünya malı, bedene tapanlara helaldir.
· Gerçek kokusuyla, ahmağı kandıran yalan sözün kokusu, miskle sarımsak kokusu gibi, söz söyleyenin soluğundan anlaşılır.
· Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.
· Ahlaksızların bağırışıyla, yürekli yiğitlerin naraları, tilkiyle arslanın sesi gibi meydandadır.
· Kötü nefis, yırtıcı kuştur.
· Hırsın yemdir, cehennemse tuzak.
· Doğan, avdan av getirir, fakat kendi kanadıyla uçar da avlanır. Padişah da bu yüzden onu keklikle, çil kuşuyla besler.
· Dil, tencerenin kapağına benzer. Kıpırdadı da kokusu duyuldu mu ne pişiyor anlarsın.
· Yemekle dolu karın, şeytanın pazarıdır.
· Sözle anlatılan şey, yalan bile olsa, kokusu, gerçek olduğunu da haber verir, yalan olduğunu da.
· Canım bedenimde oldukça, kulum, köleyim, seçilmiş Muhammet'in yolunun toprağıyım. Birisi sözlerimden bundan başka söz naklederse, o kişiden de bezmişim ben, o sözden de.
· Sevgiden, tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir. Sevgiden, dertler şifa bulur. Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir.
· Mumundur karanlık veren sana. Anlatırdım bunu ama, gönlünün beli kırılıverir. Gönül şişesini kırarsan artık, yaşamak fayda vermez.
· Rüşvet alan para pul padişahı değiliz. Paramparça olmuş gönül hırkalarını diker, yamarız biz.
· Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de.
· İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir. Görememek ayıbı, göstermemek kusuru, uğursuz nefsin parmağına ait işte.
· İnsan, gözden ibarettir aslında, geri kalan cesettir. Göz ise ancak dostu görene denir.
· A kardeş, keskin kılıcın üzerine atılmadasın, tövbe ve kulluk kalkanını almadan gitme.
· Bir gömlek derdine düşeceksin ama belki o gömlek kefen olacaktır sana.
· Dün geçti gitti. Dün gibi, dünün sözü de geçti. Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek.
· Saman çöpü gibi her yelden titrersin. Dağ bile olsan, bir saman çöpüne değmezsin.
· O dağa bir kuş kondu, sonra da uçup gitti. Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme.
· Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra
· Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.
· Nefsin, üzüm ve hurma gibi tatlı şeylerin sarhoşu oldukça, ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki?
· Ağzını kapa ve altın dolu avucunu aç. Ceset cimriliğini bırak da cömertliği seç.
· İnanmışsan, tatlı bir hale gelmişsen, ölüm de inanmıştır, tatlılaşmıştır. Kafirsen, acılaşmışsan, ölüm de kafirleşir, acılaşır sana.
· Doğruluk, Musa'nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazların sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca, bütün eğrilikleri yutar.
· Bir kötülük yaptıktan sonra pişmanlık hissetmek Allah'ın inayet ve muhabbetine mazhar olmanın delilidir.
· Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası, huzur ise bir ibadetin karşılığıdır.
· Üzerinde pek çok meyveler bulunan bir dalı, meyvalar aşağı doğru çeker. Meyvasız bir dalın ucu ise, servi ağacı gibi havada olur.
· Topluluk bizim yanımıza geliyor. Susacak olsak, incinirler. Bir şey söyleyecek olsak, onlara göre söylemek lazım geldiğinden o zaman da biz inciniriz
· Ümit, güvenlik yolunun başıdır.
· Kuş seslerini öğrenen kimse, kuş olmadığı gibi aynı zamanda kuşların düşmanı ve avcısıdır.
· Dert, insana yol gösterir.
· İman, namazdan daha iyidir. Çünkü namaz beş vakitte, iman ise her zaman farzdır.
alıntı | |
|