Müslümanlık; ahkâma bağlılık, takvâya riâyet ve azimet ile ameldir.
* Sordular: "Bu makama nasıl eriştiniz?" Dedi: "Hz. Rasul-i Ekrem (SAS)e tabi olmakla."
* 'Tarikat edebden ibarettir" hükmü ile bu yüce tarikata salik ve talib olan Allah'ın kullarına tam bir edeb şarttır.
* Mum gibi ol ve mum gibi olma!.. Mum gibi ol ki, ışığın başkalarını aydınlatsın. Mum gibi olma ki, kendini karanlıkta korsun.
* Herkes koşmakla avı tutamaz. Avı, sürekli kovalayan kimse tutar.
* Kendisinden bir keramet istendi. Cevabı: "Bunca günah yükünün altında, dimdik durabildiğimize göre, kerametimiz ortada" oldu.
* Biz ilk başta kendimizi matlub başkalarını tâlib bilirdik, şimdi o yoldan vazgeçtik. Mürşid, mutlak olarak Hakk Teâlâ'dır. Bu yüce tarikate girme yolunda her kimde bir taleb davası peyda olursa, Hakk Teâlâ onu bizim sohbetimize gönderir ve onun nasibi her ne ise kendisine erişir. Öyleyse, hakikatte taleb davası veren ve şeyhe gitmeye sevk eden Hakk Teâlâ olduğundan "o hem tâlib, hem de matlubdur" mefhumu zahir olur. (15)
* Bahâeddin Nakşıbend Hazretleri'ne keramet göster demişler. Üç adım ileri atmış, "İşte size keramet!" demiş.